Reklam
Vakıf Katılım
Tarih : 2020-03-07 12:56:00

Prof. Dr. Dilek Teker: Kadın istihdamı sadece bir kadın sorunu değildir

Küresel kadın istatistiklerine dayalı eşit işe eşit ücret, iş hayatında fırsat eşitliği, kadın istihdam oranı, yönetimde ve yönetim kurullarında kadın oranı gibi veriler, kadınların iş hayatına katılımındaki dramatik tabloyu gözler önüne seriyor. Işık Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Teker, mevcut tabloyu küresel veriler ışığında değerlendirdi.

Dünya genelinde çalışan her 10 kişiden sadece 4’ünün kadın olduğuna dikkat çeken Işık Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Teker, küresel boyutta işsizlik açısından kadınlardaki işsizlik oranı erkeklere göre daha yüksek olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Dilek Teker; “Türkiye’de de her yıl Mart ayında kadın istatistikleri tartışılır. Birkaç gün konuşulur; sorunlar masaya yatırılır. Ancak sonrasında konu, bir sonraki Mart ayına kadar bir kenara bırakılır.” diye konuştu.

Aynı zamanda ekonomik bir sorun

Kadının iş gücüne katılımı, çalıştığı iş kolları, eşit işe eşit maaş, kadın girişimcilerin desteklenmesi, yönetimde kadın oranı gibi verilerin; bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Dilek Teker, “Bu veriler, şirketlerde kurumsal yönetişim ilkeleri kapsamında da değerlendirilen ve özellikle halka açık şirketlerin piyasa değeri gibi finansal performansları da etkileyen oldukça önemli bir girdidir. Dolayısıyla, bu istatistiklerin tartışılması bir haftaya sığmayacak büyüklükte bir ekonomik katma değere sahiptir. Konuya bu açıdan yaklaşıldığında; kadının iş hayatına kazandırılmaması, aslında bir kadın sorunu olmaktan çok, bir ekonomik sorun olarak kabul edilmelidir.” dedi.

Kadın istihdamı dünyada %39

Dünya Bankası istatistiklerine göre, gelişen ve gelişmekte olan ekonomilerde farklılık göstermekle beraber, kadın istihdamında dünya ortalamasının 2019 yılı bazında %39 olduğuna işaret eden Prof. Dr. Dilek Teker; “Bu da çalışan her 10 kişiden sadece 4’nün kadın olduğunu ifade etmekte. Küresel işsizlik verilerinde de kadınlarda işsizlik oranı erkeklere göre daha yüksek. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) en son açıklanan ortak yıl (2018) rakamlarına göre, çeşitli ülkelerde işsizlik oranları erkek ve kadın cinsiyet sırasıyla İsveç’te %4.9’a %5.1; Fransa’da %7.6’ya %8; Finlandiya’da %6.2’ye %6.0, ABD’de %3.2’ye %3.2; İngiltere’de %2.9’a %3 olarak gözlenmekte. Brezilya, %7.7’ye %10.4 ile farkın en açık olduğu ülkelerden biri. Türkiye ise %8.1’e %11.4 ile cinsiyet ayrımcılığının göze çarptığı ülkeler arasında üst sıralarda yerini alıyor. Bu rakamlarda dünya ortalaması erkek-kadın işsizlik oranı olarak %3.8’e %4.3 olarak raporlanmış. Görünen o ki her ne kadar gelişmiş ekonomilerde iş hayatında cinsiyet eşitsizliği farkı daha dar gerçekleşse de dünya genelinde bunun önemli bir sorun olduğu çok açık.” diye konuştu.

Yönetimdeki kadın oranı Türkiye’de %15

Yönetim pozisyonlarındaki kadın istatistiklerinde en son açıklanan verilerde, gelişen ve gelişmekte olan ekonomiler arasında bazı ilginç sonuçların göze çarptığını ifade eden Prof. Dr. Dilek Teker; “Gelişmiş ekonomilerde bu oran; Amerika Birleşik Devletleri’nde %41, İngiltere’de %36 ve İsviçre’de %39 iken; Almanya’da bu oran %30 düzeyindedir. Gelişmiş ekonomilerdeki kadınların yönetim kadrolarında iş hayatına katılma oranı, yaklaşık olarak %31 civarındadır. Öte yandan, bazı gelişmekte olan ülkelerde yönetim pozisyonlarındaki kadın sayıları, gelişmiş ülkelerle yarışır durumdadır. En son açıklanan istatistikler göre; bu oran Azerbaycan’da %38, Brezilya’da %39, Macaristan’da %38 ve Rusya’da %41 olarak açıklanmıştır. Türkiye’de kadınların yönetim pozisyonlarına katılım oranı sadece %15’tir ve kadını, yönetici olarak görmekten kaçınan ilk sıradaki ülkeler arasında yerini almaktadır. Bu oran, Suudi Arabistan’da bile %16’dır.” dedi.

Kota uygulaması katılımı artırıyor

Son yıllarda halka açık işletmelerin verimliliği ve piyasa değerine etkileri üzerine yapılan küresel çalışmalarda, kadın istihdam oranı yüksek olan ve kadın liderlerce yönetilen şirketlerin, örgütsel verimliliğinin arttığına işaret edildiğini belirten Prof. Dr. Dilek Teker, “Kurumsal yönetim algısı; kadının şirket yönetim kurullarında yer almasını zorunlu kılıyor. Bu noktada, yönetim kurulundaki kadın sayısını artırmayı amaçlayan çoğu ülke, konuyu kendi haline bırakmayarak regülasyona bağlamış ve kota uygulamasını getirmiş durumda.” diye konuştu.

Norveç’te %6’dan %40’a çıktı

Kota uygulamasıyla beraber yönetim kurulunda kadın oranının OECD istatistiklerine göre; Norveç’te %6’lardan %40 seviyelerine kadar ulaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Dilek Teker; “En son istatistikler bu oranının Fransa’da %45, Almanya ve Belçika’da %36, Finlandiya’da %34, İsveç’te %38 olduğuna işaret ediyor. İngiltere’de bu oran en son açıklanan verilere göre %32. Bu rakamlara birkaç gelişen ekonomi açısından bakarsak, Meksika’da %8, Çin’de %11, Brezilya’da %12 düzeyinde gerçekleşirken Türkiye ise %14 ile gerilerde yerini alıyor. Görünen şu ki kadının iş hayatını kendini kabul ettirmesi sadece gelişen ekonomilerde değil, gelişmiş ekonomilerde de bir sorun. Ne yazık ki kadının beyaz yaka işlerde çalıştırılması, ücret adaletsizliğinin ortadan kalkması ve kadın yönetici sayısının arttırılması, küresel olarak tamamen hükümetlerin bu konudaki yaptırımlarına bağlanmış durumda. Kota uygulaması ve bunun kontrolünün sağlanması da neredeyse tüm ülkelerde bir şart.” dedi.


Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2024 avrupanews.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.